Salı, Eylül 04, 2007

TRABZON'DAN ESİNTİLER 2

Manastıra elveda deyip aşağıya Maçka'ya doğru inerken birden bu sevimli
kemençeci bey çıktı karşımıza.Hemen aracı durdurtup onun yanına toplandık.İşte arkadaşlar bu anı hepinizin görmesini çok isterdim.Hepimizin unutamayacağı güzel anılardan biri de bu kemençeci beydi..))Dönüşte ona para vermeyi atladığımız için çok huzursuz ve rahatsızım.Oradaki arkadaşlara tenbihlerde bulundum, umarım dileğim yerine gelir.)


Manastır hakkında İngilizce bilgiler.)
Manastırın girişine az kala,fakat biz o sırada çıkıyorduk..))
İnişe geçtiğimizde bu dik merdivenlerin resimlerinide çekmeyi unutmadık.))
Manastırın kapısından girip dik merdivenlerin yarısını tırmanıp kısa bir mola verdiğimiz anda ki görüntüler.)
Hepimiz için, hele hele Candan için çok değişik oldu bu gezi..))Sanırım bu gezinin devamını en kısa zamanda gerçekleştireceğiz.Ben çalışmıyor olsaydım şimdi Gürcistanda idik ve belkide oradan Soçi'ye bile geçmiştik..))Tüm arkadaşlara bu geziyi tavsiye ederim.Adana'dan,Bursa'dan,Ankara'dan ve İstanbul'dan seferler düzenlenmişti.Onları orada görmek bir Trabzon'lu olarak beni çok mutlu adeta..))Memleketimin her tarafı güzeldir benim,bakın insanı bile ne kadar cana yakın değil mi??
Manastırın kapısına geldiğinizde hemen sağ tarafta kaynamakta olan mısır kazanlarını görünce birden çok mutlu olmuştum.Fakat nefes nefes kaldığımızdan mısırı yemek için ayrıca bir enerjimin olamayacağını düşündüm.Düşünsenize bir de kart mısır olsa Allaaaahhhhh çiğne çiğne dur..Mısır kazanın yanında ise minik bir erkek çocuğu da közde mısır közleyip satıyordu.Biraz aşağı doğru yürüdüğünzde ise bu fındıklarla karşılaştık.Hemen başında bulunan genç'den izin alıp kavrulmakta olan fındıkların resimlerini çektik.))
Dönüş yolunda hemen girişde bulunan bu ağacın, kaç yüz yıllık olduğunu bilemiyorum.Bu ağacın ağzı olsaydı çok şeyler paylaşırdı bizimle.))Çok enteresan ve bana göre biraz soğuk bir ağaçtı.))
Zirveye ulaştığımızda ise kocaman hayal kırıklığı ve üzüntü yaşandı hepimiz için.İçi resmen yeniden yapılanmış gibi.Beni en çok üzen şey ise,o emek verilen resimlerin (emeklerin)üzerlerine isimlerin yazılmış olması idi.Ne kadar üzücü ve utanç verici idi benim için.Makinemin pilleri bittiği için içinin resimlerini sizlerle paylaşamıyorum.Dönüş yoluna geçtiğimizde ise pillerimin bitişine çok üzüldüğüm için Allah tarafından bir kul'un bana 2 adet duracell pil vermesi ile tekrar resim çekmeye başlamıştım.Bir ara geri dönüp resimleri çekmek istemiş olsamda o kadar yolu ve merdiveni çıkıp inmeye inanın cesaret edemedim.)
Manastır'a sağolsun Vildan'cığım araba ile en son noktasına kadar bizi ulaştırdı.Fakat ondan sonrası ise, yürüdüğümüzden olmalı ki,sanki bir o kadar daha uzak geldi.
Biz bu derenin kenarında oturduk ve garsoncu beyler bizlere buraya servis verdiler.Harika bir gündü,sanırım hiç unutamayacağım güzel anılar listeme eklendi bile.))
Hediyelik eşya satılan bölüm ve lokanta girişi..
O kadar kalabalıktı ki oturmaya yer bile yoktu.) Tesis girişi..))
Manastır yolu üzerindeki bu küçük evlerin kışın harika olduğunu konuşurlarken duydum.))
Sümela Manastırı yolu üzerinde..) Akrabalarımızdan sevgili Vildan'cığım,bizi kendi arabası ile dağ bayır demeden dolaştırdığı günlerden biri sadece bu görüntüler.))

2 yorum:

one ben bir sey dedi ki...

Bitanem,
Ne kadar güzel bir gezi oldu tadı damağımda kaldı ;iyi ki seni tanımışım ki güzel Türkiyemin en görmek istediğim köşelerinden birini görme şansı yakaladım inanılmaz güzel günler geçeirdik gezi boyu gülmelerimiz benimde bitecek gibi görünmüyor bakınız Atatürk hava limanı uçağa biniş :))))havaalanına gidiş :))))Senin ve ailenin ve akrabalarının candan ilgileri ve misafirperverliklerini unutamayacağım en kısa zamanda bu gezinin devamı gelecektir sanırım ,
Sevgilerimle ,
Cincan fincan

Adsız dedi ki...

ne guzel yerler buralar.. yeşill, alabıldığıne yeşill... muhtesem.. bızlerle paylastığın ıcın ayrıca tskl er..

sevgıler
fıdan