BİR YAZ YOLCULUĞU

Sevgili Arkadaşlar...
Hep yemek tarifi olacak değil ya,biraz da değişik konulara gireyim dedim. Geçen ay hafta sonunda küçük bir seyahat ve tatil kaçamağı yaptım. Gemiyle Yalova'ya ve oradan da arabayla Kurşunlu yoluna girerek, Tirilye'ye kadar uzandık. Şimdi yolculuğa sizinle tekrar başlayalım.

Önce Gemlik'i geçtik ve Kurşunlu sapağından girerek Bursa yolundan ayrıldık. Tabiat hakikaten şahaneydi. Her adımda başka bir güzellik vardı. Biraz daha yol aldıktan sonra birde ne göreyim,
iğde ağaçları, üstünde yarı olmuş meyvalarla beni bekliyor. Tabii ki hemen saldırıya geçtim. Yiyebildiğim kadar yedikten sonra, ceplerime de yedekleri doldurmayı ihmal etmedim. Bir süre sonra ham iğdeler mideme oturduysa da, gene de vazgeçmedim ve başka meyvelerin peşine düştüm. Kurşunluyu geçtikten biraz sonra bir de ne göreyim, dağ taş incir ağacı dolu. Aman Allahım dedim, bu ne iştir... Araba dursa saldırıya geçeceğim ama durmuyor. İhtiyacım var diye bir yalan uydurup, ağaçlara doğru hücuma başladım. İlk heyecanla olmuş olmamış ne varsa mideye indirmeye koyuldum. Ceplere koyamıyorum çünkü ezilecek. Poşet bulup onlara doldurdum. Arabanın kornası çalıyor ama ben hala incirlerin peşindeyim. Korna sesine biraz sonra bağırmalar da karışınca artık yeter demek zorunda kaldım. Yola devam...
Kurşunlu Sahilleri
Yol bitiyor ama incirler bitmiyordu. Fakat bende de yiyecek hal kalmamıştı, enerjim yerındeydi ama... İncir mincir dur kalk derken üzümler başladı. Yollara sarkmış ve benim yememi bekliyorlar. Fakat bu konuda fazla başarılı olamadım, çünkü hepsi bahçelerin içindeydiler. Üzüm macerası daha sonraTirilye'de tekrar yaşamak üzere şimdilik başarısızlıkla sonuçlandı.

Yol küçük koylar ve sevimli köylerle devam ediyordu. Burgaz'a yaklaşıyorduk, o bir zamanlar Bursa'nın zenginlerinin yalılarının olduğu ve yemyeşil tabiatıyla Burgaz'a. Ne yazık ki artık tüm sahiller dolmuş ve Burgaz çirkin ve koca bir şehir olmuş. İnsan eski güzellikleri hatırlayarak yaşamayı mı tercih etmeli ne...
Gemlik Körfezi, o İstanbul'a en yakın ve en güzel doğa parçalarını saklayan o harika körfez şimdilerde beton ve insanlarla mücadele ediyor ve ne yazık ki bu savaşı çoğu zaman kaybediyor. Size Burgaz'a yaklaşırken ve daha bozulmamış bir manzarayı sunayım. Burgaz'a yaklaşırken sahiller

Mudanya'ya geldik sonunda, büyük bir kasaba. Bir arkadaş burada ilkokulu okumuş ve biliyor nerde ne var. O bize bazı yerleri gösterdi ve anlattı. Özellikle de Mudanya Mütarekesi'nin olduğu binayi gezdirdi, şimdi müze imiş. Buradan da ayrıldık, Siğ Köyü ve sonra da Tirilye. Orada yaşadıklarımızı birkaç gün sonra yazacağım. Tabii ki resimleri ile birlikte... Şimdilik hoşça kalın.

Mudanya Mütareke Binası ve Müzesi